Türkçe - İngilizce
kari̇yer teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- kariyer
- career
When he was at the acme of his career, a scandal brought about his downfall.
-Kariyerinin zirvesindeyken, bir skandal onun çöküşüne neden oldu.
I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
-Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.
- kariyer danışmanı
- (Ticaret) career consultant
- kariyer geliştirme
- career development
- kariyer hedefi
- career goal
- kariyer planlaması
- career planning
- kariyer sahibi olmak
- have a career
- kariyer yapmak
- build a career
- kariyer yönetimi
- career management
- kariyer (meslek) edinme
- pursuing a career
- kariyer asistanı
- (Ticaret) career assistant
- kariyer basamakları
- career steps
- kariyer basamakları
- career ladders
- kariyer basamağı
- career step
- kariyer gelişimi
- (Havacılık) carreer development
- kariyer grubu komutanı
- (Askeri) commander, carrier group
- kariyer hava trafik kontrol merkezi
- (Askeri) carrier air traffic control center
- kariyer planı
- career plan
- kariyer uzmanı
- (Ticaret) career specialist
- kariyer yapma
- career
Are you thinking of making a career out of it?
-Bunun dışında bir kariyer yapmayı düşünüyor musun?
- kariyer yapmak
- carve out a career for oneself
- kariyer yapmak
- to build a career
- erken kariyer
- early career
- kariyer
- carrier
Her carrier was full of successes.
-Onun kariyeri başarılarla doluydu.
- mesleki kariyer
- vocational career
- uçak gemisi; kariyer; özgeçmiş
- (Askeri) aircraft carrier; carrier; curriculum vitae
İlgili Terimler
Türkçe - Türkçe
kari̇yer teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- (Osmanlı Dönemi) Bir meslekte alınan merhalelerin bütün
- (Osmanlı Dönemi) Fr. Bir insanın kendisini hasretmiş olduğu meslek
- kariyer
- Hamlet gibi bitireceğim
- kariyer
- Zırhlı taşıyıcı
- kariyer
- Meslek, uzmanlık
- kariyer
- Meslek, uzmanlık: "Yok, Hamlet gibi başladım
- kariyer
- Benim için bu bir kariyer meselesidir."- Y. K. Karaosmanoğlu
- kariyer yapmak
- Uzmanlık alanında çalışmak, uzmanlaşmak, ihtisas yapmak