kargaşalık

listen to the pronunciation of kargaşalık
Türkçe - İngilizce
confusion, chaos, scramble; seething mass
confusion, disorder
commotion, hullabaloo, pandemonium
roughhouse
civil turmoil, tumult, or disorder; anarchy
clutter
unrest
disorder
disturbance
babel
tumult
{i} sedition
turbulent
kargaşa
{i} disturbance
kargaşa
disorder
kargaşa
chaos
kargaşa
{i} tumult

What has caused this tumult? - Bu kargaşaya ne neden oldu?

They made a great tumult last night. - Dün gece büyük bir kargaşa yaptılar.

kargaşa
confusion

She took advantage of his confusion to escape. - O, kaçmak için kargaşadan yararlandı.

There was shouting and confusion everywhere. - Her yerde çığlık ve kargaşa vardı.

kargaşa
commotion

It caused quite a commotion. - O oldukça bir kargaşaya neden oldu.

What's all the commotion? - Bütün bu kargaşa nedir?

kargaşa
{i} mayhem

There is no reason for such mayhem. - Böyle bir kargaşa için hiçbir neden yok.

kargaşa
{i} storm
kargaşa
{i} uproar

The whole town was in an uproar. - Bütün kasaba bir kargaşa içindeydi.

Tom's decision caused an uproar. - Tom'un kararı bir kargaşaya neden oldu.

kargaşa
hash
kargaşa
tumble
kargaşa
kettle of fish
kargaşa
upheaval
kargaşa
(Pisikoloji, Ruhbilim) complex
kargaşa
hurly-burly
kargaşa
lawlessness
kargaşa
turmoil
kargaşa
turbulence
kargaşa
havoc
kargaşa
unrest

The civilian unrest is showing no signs of abating. - Sivil kargaşa hiçbir yatışma işareti göstermiyor.

Racial problems are often the cause of social unrest. - Irksal sorunlar genellikle sosyal kargaşa nedenidir.

kargaşa
maelstrom
kargaşa
mix-up
kargaşa
bother
kargaşa
enlists
kargaşa
shemozzle
kargaşa
roughhouse
kargaşa
coil
kargaşa
confusion, disorder, commotion, chaos, unrest, turmoil, tumult; anarchy anarşi
kargaşa
rough and tumble
kargaşa
riot
kargaşa
rumpus
kargaşa
anarchism
kargaşa
ruction
kargaşa
confusion, chaos, scramble; seething mass
kargaşa
ruckus
kargaşa
muss
kargaşa
anarchy
kargaşa
earthquake
kargaşa
moil
kargaşa
civic turmoil, tumult, or disorder; anarchy
kargaşa
commotion, hullabaloo, pandemonium
kargaşa
grab bag
kargaşa
rag bag
kargaşa
Babel
kargaşa
pell-mell
kargaşa
broil
kargaşa
disarray

Sami left his house in disarray. - Sami evini kargaşa içinde bıraktı.

kargaşa
hurlyburly
kargaşa
{i} snarl
kargaşa
{i} tempest
kargaşa
sound and fury
kargaşa
{i} welter
kargaşa
scuffle
kargaşa
{i} squall
kargaşa
{i} tailspin
Türkçe - Türkçe
Kargaşa durumu
Kargaşa durumu: "Bütün bu kargaşalık, bu gürültü içinde çalgıcılar çalıyorlar."- M. Ş. Esendal
ifsat
alavere
(Hukuk) HERCÜMERÇ
Kargaşa
halapot
Kargaşa
kaos
kargaşa
Karışıklık, düzensizlik
kargaşa
Kışkırtma ve karışıklık yoluyla toplumda ortaya çıkan düzen bozukluğu, anarşi