I wanted a sports car, but my wife said we needed a van.
- Bir spor araba istiyordum ama karım bir karavan almamızı söyledi.
Tom spent the night in his van.
- Tom geceyi karavanda geçirdi.
Sami stayed in his motorhome.
- Sami karavanında kaldı.
One gypsy family with their caravan was encamped.
- Bir çingene ailesi karavanlarıyla birlikte kamp yapıyordu.
He hitched the caravan to his car.
- O, karavanı arabasına bağladı.
I thought you were used to living in a trailer.
- Bir karavanda yaşamaya alıştığınızı düşünüyordum.
Mary lives in a trailer.
- Mary bir karavanda yaşıyor.