karavan

listen to the pronunciation of karavan
Türkçe - İngilizce
van

I wanted a sports car, but my wife said we needed a van. - Bir spor araba istiyordum ama karım bir karavan almamızı söyledi.

Tom spent the night in his van. - Tom geceyi karavanda geçirdi.

caravan

He hitched the caravan to his car. - O, karavanı arabasına bağladı.

One gypsy family with their caravan was encamped. - Bir çingene ailesi karavanlarıyla birlikte kamp yapıyordu.

caravan, trailer, mobile home
trailer

I thought you were used to living in a trailer. - Bir karavanda yaşamaya alıştığınızı düşünüyordum.

Mary lives in a trailer. - Mary bir karavanda yaşıyor.

mobile home
camper van
motorhome

Sami stayed in his motorhome. - Sami karavanında kaldı.

motor home
recreational vehicle
karavan için yeriniz var mı
Do you have space for a trailer
karavan için ücretiniz ne kadar
What is the charge for a trailer
karavan parkı
trailer camp
karavan parkı
trailer park

Sami went back to the trailer park. - Sami karavan parkına geri döndü.

Sami lived in a trailer park. - Sami bir karavan parkında yaşıyordu.

motorlu karavan
caravanette
Türkçe - Türkçe
Bir otomobilin arkasına takılan, insan taşımaya yarayan, tekerlekli, üstü kapalı araç
karavan