Mary decided never to see him any more.
- Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
He decided to quit smoking.
- Sigarayı bırakmaya karar verdi.
I had trouble deciding which brand of dog food to feed my dog.
- Köpeğimi hangi marka köpek yiyeceği ile besleyeceğime karar vermede güçlük çekiyorum.
Tom is having a hard time deciding what to wear to the party.
- Tom partide ne giyeceğine karar vermede zorlanıyor.
I decided to be happy because it's good for my health.
- Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.
She decided to quit her job.
- İşinden ayrılmaya karar verdi.
The verdict is something only a jury can decide.
- Hüküm sadece jüri tarafından karar verilebilen bir şeydir.
Whichever highway you decide on, it will be crowded with cars and trucks.
- Hangi otoyola karar verirsen ver, arabalarla ve kamyonlarla dolu olacaktır.
Let's decide on the places we'll visit.
- Ziyaret edeceğimiz yere karar verelim.
I'm determined to solve this puzzle before I go to bed.
- Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.
We should determine what is to be done first.
- Önce ne yapılacağına karar vermeliyiz.
I'm determined to solve this puzzle before I go to bed.
- Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.
Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
- Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.