karaciğer

listen to the pronunciation of karaciğer
Türkçe - İngilizce
liver

Tom nearly died after eating some raw liver. - Tom biraz çiğ karaciğer yedikten sonra neredeyse ölüyordu.

Children hate cod liver oil. - Çocuklar morino karaciğeri yağından nefret ederler.

hepatic
(Tıp) hepar
(Tıp) jecur
karaciğer büyümesi
liver growth
karaciğer gibi
hepatic
karaciğer hastalıkları uzmanı
hepatologist
karaciğer iltihabı
path. hepatitis
karaciğer iltihabı
hepatitis
karaciğer rahatsızlığı
bilious complaint
karaciğer ödyolu
anat . hepatic duct
bir karaciğer hastalığı
waxy liver
koyun karaciğer kelebeği
(Hayvan Bilim, Zooloji) fasciola hepatica
koyun karaciğer kelebeği
(Hayvan Bilim, Zooloji) sheep liver fluke
koyun karaciğer kelebeği
(Hayvan Bilim, Zooloji) common liver fluke
sirozlu karaciğer
hobnailed liver
sirozlu karaciğer
hobnail liver
Türkçe - Türkçe
Karın boşluğunun sağında bulunan, öd salgılayan, şeker depolayan, iri, açık kahverengi organ
Karın boşluğunun sağında bulunan, öd salgılayan, şeker depolayan, iri, açık kahverengi organ: "Bu sefer de uzun parmaklarını karaciğer bölgesinde gezdirmeye başlar."- H. Taner
karaciğer