I thought Tom would go on a road trip.
- Tom'un bir kara yolu seyahatine gideceğini düşünüyordum.
The picnic area is easily accessible by road.
- Piknik alanına kara yolu ile kolayca ulaşılabilir.
There delivering their fraught, they went to Scandaroone; rather to view what ships was in the Roade, than any thing else .
There is a traffic jam on the highway.
- Karayolu üzerinde bir trafik sıkışıklığı var.
Life is like a big highway.
- Hayat büyük bir karayolu gibidir.
The campsite isn't accessible by road.
- Kamp bölgesi karayoluyla ulaşılabilir değil.
The railroad is parallel to the road.
- Demiryolu karayoluna paralel.