karşılaştırma

listen to the pronunciation of karşılaştırma
Türkçe - İngilizce
comparison

What a ridiculous comparison! - Ne komik bir karşılaştırma!

Comparisons are difficult. - Karşılaştırmalar zordur.

analogy

Your analogy isn't correct. - Senin karşılaştırman doğru değil.

reference
crosscheck
check
comparison, contrast
collation
comparision
checking
benchmark
contrast
(Politika, Siyaset) benchmarking
{i} comparing
(Biyoloji) matching
karşılaştırmak
{f} contrast
karşılaştırma tablosu
Comparison chart
karşılaştırma boyaması
comparative dyeing
karşılaştırma denetimi
comparator check
karşılaştırma derecesi gram
the comparative degree
karşılaştırma elektrotu
reference electrode
karşılaştırma köprüsü
comparison bridge
karşılaştırma testi
comparison test
karşılaştırma yoluyla yapılan
comparative
karşılaştırmak
match
karşılaştırmak
confront
karşılaştır
compare

We compared his work with hers. - Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.

Compare your translation with the one on the blackboard. - Çevirini tahtada olanla karşılaştır.

karşılaştırmak
balance
karşılaştırmak
check against
karşılaştırmak
confront smb. with
karşılaştırmak
to compare, to contrast; to confront with; to match
karşılaştırmak
class with
karşılaştırmak
set against
karşılaştırmak
{f} oppose
karşılaştır
match against
karşılaştırmak
match against
karşılaştırmak
hold a candle to
karşılaştırmak
confront somebody with
karşılaştırmak
compare with
karşılaştırmak
chuck together
karşılaştırmak
measure
karşılaştırmak
(Kimya) process
karşılaştırmak
bench marking
karşılaştırmak
align
karşılaştırmak
confront with
karşılaştır
{f} contrasting
karşılaştır
{f} comparing

You're comparing apples with oranges. - Sen elmaları portakallarla karşılaştırıyorsun.

You're comparing chalk and cheese! - Sen tebeşir ve peyniri karşılaştırıyorsun!

karşılaştır
{f} collated
karşılaştır
{f} compared

Compared to New York, Tokyo is a much safer place. - New York ile karşılaştırıldığında, Tokyo çok daha güvenli bir yerdir.

Your achievements cannot be compared with mine. - Başarıların benimki ile karşılaştırılamaz.

karşılaştırmak
collate
karşılaştırmak
{f} compare
karşılaştırmak
in front of
karşılaştır
(Bilgisayar) reconcile
karşılaştırmalar
comparisons

Comparisons are difficult. - Karşılaştırmalar zordur.

I'm not worried about comparisons. - Karşılaştırmalar için endişelenmiyorum.

çoklu karşılaştırma testi
(İstatistik) Multiple comparision test
karşılaştırmak
check
karşılaştırmak
crosscheck
karşılaştırmak
to cause (chemicals) to react
karşılaştırmak
parallel
karşılaştırmak
to bring (people) face to face
karşılaştırmak
(yazı) collate
karşılaştırmak
to compare
mantıksal karşılaştırma
logical comparison
Türkçe - Türkçe
Kişi veya nesnelerin benzer veya aynı yanlarını incelemek için kıyaslama, mukayese
(Osmanlı Dönemi) TEKAZ
karşılaştırma derecesi
Daha, çok, fazla, ziyade gibi kelimelerle kavramların karşılaştırılıp üst derecede gösterilmesi
Karşılaştırmak
(Osmanlı Dönemi) TATBİK
karşılaştırmak
Kişi veya nesnelerin benzer veya ayrı yanlarını incelemek için kıyaslamak, mukayese etmek
karşılaştırmak
Karşılaştırma işini yaptırmak
karşılaştırmak
Giysinin bir yanına yapılan işlemi, eşitlik sağlamak amacıyla öbür yanında uygulamak
karşılaştırmak
Dikişte giysinin bir yanına yapılan işlemi, eşitlik sağlamak amacıyla öbür yanında uygulamak
karşılaştırma