Compare your translation with the one on the blackboard.
- Çevirini tahtada olanla karşılaştır.
Compare your answer with Tom's.
- Cevabını Tom'unkiyle karşılaştır.
You're comparing apples and oranges!
- Sen elmalarla portakalları karşılaştırıyorsun!
You're comparing apples with oranges.
- Sen elmaları portakallarla karşılaştırıyorsun.
We compared his work with hers.
- Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
Spring has come later this year compared with last year.
- Geçen yılla karşılaştırıldığında bahar bu yıl geç geldi.