He encountered unexpected obstacles.
- O beklenmedik engellerle karşılaştı.
Tom claims to have encountered supernatural creatures in that wood.
- Tom o ormanda doğaüstü yaratıklarla karşılaştığını iddia ediyor.
Insurance makes us remember that the world we live in isn't completely safe; we might fall ill, face danger or encounter the unexpected.
- Sigorta bize içinde yaşadığımız dünyanın tamamen güvenli olmadığını hatırlatıyor; biz hastalanabiliriz ya da beklenmedik şeylerle karşılaşabiliriz.
Never in his life had he encountered such a dilemma.
- Hayatında hiç böyle bir ikilem ile karşılaşmamıştı.
Your proposal will meet with significant resistance.
- Öneriniz önemli dirençle karşılaşacaktır.
Didn't your mother teach you anything? When you meet with scary people always protect your wallet and your arsehole!
- Annen sana bir şey öğretmedi mi? Korkunç biriyle karşılaştığında cüzdanını koru ve kıçını!
You're going to come up against fierce competition.
- Sıkı bir rekabetle karşılaşacaksın.