I bought him a drink in return for his help.
- Onun yardımı karşılığında ona bir içki ısmarladım.
In return for helping you with your studies, I'd like to ask a small favor of you.
- Çalışmalarınızda size yardım karşılığında, ben sizden küçük bir iyilik rica ediyorum.
I gave her a present in return for her kindness.
- Onun nezaketinin karşılığında ona bir hediye verdim.
What does Tom get in return for all the work he's done?
- Tom yaptığı bütün iş karşılığında ne alıyor?
What does Tom get in return for all the work he's done?
- Tom yaptığı bütün iş karşılığında ne alıyor?
I took him out to dinner in return for his help.
- Yardımı karşılığında onu akşam yemeğine çıkardım.
A kilo of ketchup is equivalent to two kilos of tomatoes.
- Bir kilo ketçap, iki kilo domatese karşılık gelir.
Marie blushed exceedingly, lowered her head, and made no reply.
- Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi.
He countered their proposal with a surprising suggestion.
- O, onların teklifine şaşırtıcı bir öneri ile karşılık verdi.
He retorted immediately.
- O, derhal karşılık verdi.
What do I have to do in return?
- Karşılık olarak ne yapmak zorundayım?
Tom wanted something in return.
- Tom karşılık olarak bir şey istedi.
She knows better than to answer back to him.
- Ona karşılık vermeyecek kadar akıllıdır.
I can't answer for his dishonesty.
- Ben onun sahtekarlığına karşılık veremem.