karşı çıkma

listen to the pronunciation of karşı çıkma
Türkçe - İngilizce
traverse
resistance
but

At first I thought I liked the plan, but on second thought I decided to oppose it. - Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.

protesting
antagonism
challenge
opposing
defiance
opposition
protest
{i} backlash
protestation
karşı çıkmak
{f} object
karşı çıkmak
{f} deprecate
karşı çıkmak
{f} protest
karşı çık
oppose

I have to oppose this idea. - Ben bu fikre karşı çıkmalıyım.

He's opposed to racial discrimination. - Irksal ayrımcılığa karşı çıktı.

karşı çıkmak
frown upon
karşı çıkmak
kick against
karşı çıkmak
(Argo) kick up a row
karşı çıkmak
stand up to
karşı çıkmak
(Argo) kick up a fuss
karşı çıkmak
argue against something
karşı çıkmak
(Argo) kick up a stink
karşı çıkmak
contradict
karşı çık
{f} opposed

We opposed his plan to build a new road. - Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık.

Tom opposed the plan. - Tom plana karşı çıktı.

karşı çık
thwart
karşı çık
go against

Don't go against his wishes. - Onun arzularına karşı çıkma.

karşı çık
antagonise
karşı çık
went against
karşı çık
{f} opposing

Environmentalists are opposing the Keystone XL pipeline. - Çevreciler, Keystone XL boru hattına karşı çıkıyorlar.

They are strongly opposing my proposal. - Onlar benim önerime kuvvetle karşı çıkıyorlar.

karşı çıkmak
mind
karşı çıkmak
frown on
karşı çıkmak
argue against
karşı çıkmak
demur
karşı çıkmak
oppose
karşı çıkmak
challenge
karşı çıkmak
dispute
karşı çıkmak
turn against
karşı çıkmak
counter

The slogan for the day dedicated to counter extremism was, rainbow colours instead of brown. - Aşırılığa karşı çıkmak için ithaf edilmiş gün için slogan kahverengi yerine gök kuşağı renkleri idi.

karşı çıkmak
contravene
karşı çıkmak
come out against
karşı çıkmak
draw the line
karşı çıkmak
set one's face against
karşı çıkmak
remonstrate
karşı çıkmak
hit out at
karşı çıkmak
disallow
karşı çıkmak
shoot down
karşı çıkmak
rise against
karşı çıkmak
thwart
karşı çıkmak
be faced with
geleneklere karşı çıkma
iconoclasm
karşı çık
controvert
karşı çık
demur
karşı çıkmak
to oppose, to object, to protest, to frown on/upon sth, to come out against sth
karşı çıkmak
1. to oppose. 2. to object (to). 3. to go to meet (someone)
karşı çıkmak
{f} disaffirm
karşı çıkmak
{f} resist
karşı çıkmak
run counter to
karşı çıkmak
argue against smth
karşı çıkmak
{f} interpose
karşı çıkmak
protest against
karşı çıkmak
go against
karşı çıkmak
{f} face
karşı çıkmak
{f} traverse
karşı çıkmak
{f} antagonize
karşı çıkmak
{f} except
karşı çıkmak
set against
karşı çıkmak
go counter to
karşı çıkma