He never sees me without complaining about his wife.
- Karısı hakkında şikâyet etmeden asla benimle görüşmez.
What is his wife like?
- Onun karısı neye benziyor?
That woman is his wife, I think.
- Sanırım, o kadın onun karısıdır.
He left his wife and shacked up with a woman half her age.
- O, karısını terk etti ve yarı yaşında bir kadınla aşk hayatı yaşıyor.
His spouse is a Japanese woman.
- Onun karısı bir Japon kadın.
Jane couldn't explain the beauty of snow.
- Jane karın güzelliğini açıklayamadı.
Bob told Jane not to interfere in his personal affairs.
- Bob Jane'e onun kişisel işlerine karışmamasını söyledi.