The last thing I want to do is butt in.
- Yapmak istediğim son şey karışmaktır.
Do not interfere with Tom while he is reading.
- Tom okurken ona karışma.
Don't interfere with my work.
- Benim işime karışmayın.
They did not wish to become embroiled in the dispute.
- Onlar münakaşaya karışmak istemediler.
Don't meddle in his affairs.
- Onun işlerine karışmayın.
He has no right to meddle in our family's problems.
- Onun bizim ailenin sorunlarına karışma hakkı yoktur.
I don't have any intention of meddling into your affairs.
- Benim senin işlerine karışmak gibi bir niyetim yok.
I have no intention of meddling in your affairs.
- İşlerine karışmaya niyetim yok.
I often confuse Spanish vowels.
- İspanyolcadaki sesli harfleri sık sık karıştırıyorum.