Confusion arose from the accident.
- Kaza yüzünden karışıklık ortaya çıktı.
Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.
- 354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.
Who's taking responsibility for this mess?
- Bu karışıklık için kim sorumluluk alıyor?
I'm sorry for the mess.
- Karışıklık için üzgünüm.
Disorder prevails in the street.
- Sokakta karışıklık hüküm sürüyor.
He's here trying to stir up trouble.
- O, burada karışıklık çıkarmaya çalışıyor.
He's here trying to stir up trouble.
- O, burada karışıklık çıkarmaya çalışıyor.
There might've been a mix-up.
- Bir karışıklık olmuş olabilir.
After all the merrymaking, the apartment was in great disarray.
- Tüm eğlenceden sonra daire büyük bir karışıklık içindeydi.
There might've been a mix-up.
- Bir karışıklık olmuş olabilir.