kapsamak

listen to the pronunciation of kapsamak
Türkçe - İngilizce
involve
contain
include
comprise
embrace
encompass
incorporate
to comprise, to contain, to include, to involve, to cover, to embrace, to encompass
cover

The patrol cars cover the whole of the area. - Devriye arabaları alanının tamamını kapsamaktadır.

The sea covers nearly three-fourths of the earth's surface. - Deniz dünya yüzeyinin yaklaşık dörtte üçünü kapsamaktadır.

imply
embody
take
encapsule
take in
count
span
subsume
implicate
to comprise, contain, include, cover, embrace
comprehend
be inclusive of
inclose
compass
blanket
incapsulate
encapsulate
apply to
refer
relate
consist of
{f} enclose
kapsamak (birini)
take someone in
kapsa
{f} including
kapsama
include
kapsama
including
kapsama
comprise
kapsa
{f} comprising
kapsa
{f} subsuming
kapsa
enclose
kapsa
{f} cover

The patrol cars cover the whole of the area. - Devriye arabaları alanının tamamını kapsamaktadır.

The insurance covers everything here. - Sigorta buradaki her şeyi kapsar.

kapsa
{f} involving
kapsa
{f} covering
kapsa
{f} containing
kapsa
{f} contained
kapsa
subsume
kapsama
{i} involving
kapsama
containing
kapsa
covered

Tom is no longer covered by his parents' health insurance. - Tom artık ebeveynlerinin sağlık sigortası kapsamında değil.

Accidental damage isn't covered by the warranty. - Kaza hasarları garanti kapsamında değildir.

kapsama
inclusion, including
kapsama
containment
kapsama
subsumption
kapsama
{i} inclusion
Türkçe - Türkçe
İçine almak, sınırları içine almak, şamil olmak
(Hukuk) SARİ OLMAK
(Hukuk) ŞAMİL OLMAK
kapsa
Romalılar'ın el yazması rulolarını ve tuvalet eşyalarını koydukları, çoğunlukla silindir biçiminde tahta, fildişi veya medenden kutu
kapsama
Kapsamak işi
kapsamak