Tom and Mary were paddling a canoe down the river the last time I saw them.
- Tom ve Mary onları son gördüğümde nehrin aşağısına doğru bir kanoda kürek çekiyorlardı.
Tom tied the canoe to the top of his car.
- Tom kanoyu arabasının üstüne bağladı.
We could go kayaking next weekend.
- Önümüzdeki hafta sonu kano yapmaya gidebiliriz.
I'd rather go canoeing with Tom than with Mary.
- Mary yerine Tom'la kano yapmayı tercih ederim.
Tom seldom goes canoeing by himself.
- Tom nadiren kendi başına kano yapmaya gider.