kanocu

listen to the pronunciation of kanocu
Türkçe - İngilizce
canoeist
canoist
kano
{i} canoe

Tom decided that we should put the canoe inside the house until the storm passed. - Tom fırtına geçinceye kadar kanoyu evin içine koymamız gerektiğine karar verdi.

Tom and Mary drifted down the river in their canoe. - Tom ve Mary kanolarında nehrin aşağısına doğru sürüklendiler.

kano
{i} kayak

We could go kayaking next weekend. - Önümüzdeki hafta sonu kano yapmaya gidebiliriz.

kano
canoeing

Tom and Mary went canoeing. - Tom ve Mary kanoya gittiler.

I'd rather go canoeing with Tom than with Mary. - Mary yerine Tom'la kano yapmayı tercih ederim.

İngilizce - İngilizce

kanocu teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

Kano
City (pop., 1991: 2,166,554), northern Nigeria. Its traditional founder was Kano, a blacksmith of the Gaya people who in ancient times came to Dalla Hill in search of iron. It became the capital of the Hausa state of Kano in the early 12th century. It was the capital of an emirate in the 19th century before being captured by the British in 1903. Modern Kano is a major commercial and industrial centre. The old city is enclosed by a massive city wall dating from the 15th century; the central mosque there is Nigeria's largest
Türkçe - Türkçe

kanocu teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

kano
Kürekle yürütülen dar, uzun, hafif tekne: "Yelkensiz ve dümensiz kotra, şimdi bir kano sur'atı ile hareket ediyordu."- A. Gündüz
Kano
kik
kano
Kürekle yürütülen dar, uzun ve hafif tekne
kano
Sandal
kano
Kürekle yürütülen dar, uzun, hafif tekne
kanocu