The battle quickly became fierce and bloody.
- Savaş hızla şiddetli ve kanlı oldu.
Tom wiped the bloody knife on his shirt.
- Tom kanlı bıçağı gömleğine sildi.
Nothing can stop Fadil from executing his murderous plan.
- Fadıl'ın, kanlı planını uygulamasını hiçbir şey durduramaz.
Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.
- Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor.
At last, they purchased freedom with blood.
- Nihayet, onlar kanla özgürlüğü satın aldı.
That poor family lives from hand to mouth every month.
- O yoksul aile her ay kıt kanaat geçiniyor.
Sami fooled his family.
- Sami ailesini kandırdı.
He's a man of flesh and blood.
- O etten ve kandan oluşan bir adam.
He is a man of flesh and blood with all his flaws.
- O tüm kusurları ile birlikte etten ve kandan oluşan bir adamdır.