Tom has a bloody nose.
- Tom'un kanayan bir burnu var.
Tom saw two men lying on the floor, bleeding from gunshot wounds.
- Tom yerde yatan, kurşun yaraları kanayan iki adam gördü.
A doctor quickly cut off his left arm and stopped the heavy bleeding.
- Bir doktor derhal onun sol kolunu kesip çıkardı ve ağır kanamayı durdurdu.
My toe started bleeding.
- Ayak parmağım kanamaya başladı.
I bit my tongue until it bled.
- Kanayıncaya kadar dilimi ısırdım.
Georgina bit her lips until they bled.
- Georgina kanayıncaya kadar dudaklarını ısırdı.
There's been an accident. A man is hurt. He's bleeding badly.
- Bir kaza oldu. Bir adam yaralandı. Aşırı kanaması var.
I bleed easily when I am cut.
- Kesildiğim zaman kolayca kanarım.