O dün bizi görmek için geldi.
- She came to see us yesterday.
Çin'den Japonya'ya geldim.
- I came to Japan from China.
Tam doğru zamanda geldin.
- You came at just the right time.
Sen benim yasağıma rağmen geldin.
- You came despite my ban.
Kurt, kurt diye çocuk bağırdı! ve köylüler ona yardım etmek için dışarı çıktılar.
- The boy cried Wolf, wolf! and the villagers came out to help him.
O öfkeli bir yüz ile dışarı çıktı.
- He came out with an angry face.