She got up to answer the phone.
- O, telefona cevap vermek için kalktı.
As a rule I get up at six o'clock, but yesterday morning I got up at eight.
- Genellikle saat altıda kalkarım, fakat dün sabah sekizde kalktım.
I always get up at six.
- Her zaman altıda kalkarım.
I usually get up at eight o'clock.
- Genellikle saat sekizde kalkarım.
I like watching planes take off.
- Uçakların kalkışını izlemeyi severim.
Their plane will soon take off.
- Onların uçakları yakında kalkacak.