kaliteli teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- of good quality
- of high quality
The life preserver must be made of high quality materials.
- Cankurtaran yüksek kaliteli malzemelerden yapılmış olmalıdır.
- quality
Tom does quality work.
- Tom kaliteli iş yapar.
Parents should spend quality time with their children.
- Ebeveynler çocukları ile kaliteli zaman geçirmeliler.
- choice
- wire-wove
- de luxe
- high-toned
- high-class
- fine
- high-grade
- sterling
- qualified
- wire woven
- pukka
- classic
- high toned
- jammy
- glorified
- of good quality, de luxe, fine, high-class
- high in quality, of good quality
- solid
- first chop
- pucka
- up to scratch
- hunkydory
- good quality
- wirewove
- hightest
- hightoned
- {s} vintage
Mary was wearing a vintage skirt and a wool hat.
- Mary, kaliteli bir etek ve yün bir şapka giyiyordu.
- kalite
- quality
The quality of higher education must answer to the highest international standards.
- Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.
Do you have better quality ones?
- Daha kaliteli olanlarına sahip misin?
- kaliteli eğitim
- quality education
- kaliteli hizmet sunmak
- give quality service
- kaliteli yazdır
- (Bilgisayar) fine print
- kaliteli ürün
- quality product
- kaliteli apre
- (Tekstil) high-grade finish
- kaliteli baskıya yakın
- near-letter quality
- kaliteli dergi
- slick paper
- kaliteli dergi
- slick
- kaliteli devlet
- state of good quality
- kaliteli gereçler
- high-grade materials
- kaliteli işlev yayılımı
- (Ticaret) quality function deploymen
- kaliteli mal
- quality goods
- kaliteli mallar
- fancy goods
- kaliteli marka
- quality brand
- kaliteli meyve
- choice fruit
- kaliteli olmak
- be quality
- kaliteli tarama
- (Bilgisayar) quality scan
- kaliteli çimento
- portland cement
- kaliteli şarap
- vintage wine
- kaliteli şarap
- a wine of quality
- kaliteli şarap
- vintage
- kaliteli şey
- super
- kalite
- {i} sort
- kalite
- {i} grade
This boat is made with high grade aluminum and high strength iron.
- Bu tekne üstün kaliteli alüminyum ve yüksek güçlü demir ile yapılır.
- kalite
- {i} class
- kalite
- (Ticaret) duality
- kalite
- cast
- kalite
- qulatiy
- kalite
- calibre
- kalite
- swell
- kalite
- chop
- kalite
- prize
- kalite
- quality of
- kalite
- in quality
- çok kaliteli
- High quality
- beyaz kaliteli porselen
- parian
- daha kaliteli bir şeyleriniz var mı
- Do you have anything of better quality
- düşük kaliteli
- of poor quality
- düşük kaliteli
- poor
Unusually low temperatures account for the poor rice crop this year.
- Olağandışı düşük ısılar bu yıl düşük kaliteli pirinç hasatından sorumlu tutulmaktadır.
- düşük kaliteli
- offgrade
- en kaliteli inci
- orient pearl
- kalite
- standard
The quality of higher education must answer to the highest international standards.
- Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.
- kalite
- water
Many people around the world don't have access to good quality water.
- Dünyadaki birçok insanın iyi kalitede suya erişimi yok.
What is the quality of the water that the Palestinians drink in the occupied territories?
- Filistinlilerin işgal altındaki topraklarda içtiği suyun kalitesi nedir?
- siyah kaliteli çay
- pekoe
- son derece kaliteli
- well-qualified
- yüksek kaliteli
- high-quality
These devices are distinguished by particularly high-quality workmanship.
- Bu cihazlar özellikle yüksek kaliteli işçilikle ayırt edilir.
This company is famous for its high-quality production.
- Bu şirket, yüksek kaliteli üretimi ile ünlüdür.
- yüksek kaliteli
- of high quality
- üstün kâliteli
- high grade
- üstün kâliteli
- first rate
- üstün kâliteli
- hunky dory