kale

listen to the pronunciation of kale
İngilizce - Türkçe
{i} karalahana
kıvırcık lahana

Mary bir kıvırcık lahana ve kinoa salatası yaptı. - Mary made a kale and quinoa salad.

lahana

Mary bir kıvırcık lahana ve kinoa salatası yaptı. - Mary made a kale and quinoa salad.

{i} lâhana çorbası
{i} para
{i} mangır
{i} kıvırcık lâhana

Mary bir kıvırcık lahana ve kinoa salatası yaptı. - Mary made a kale and quinoa salad.

kale,kail
İskoç lahana çorbası
kale,kail
para
kale,kail
lahana familyasından kıvırcık yapraklı bir sebze
kale,kail
Crambe maritima
sea kale
deniz lahanası
sea kale
yabani lahana
cabbage, cole, kale
lahana, turp, lahana
chinese kale
(Botanik, Bitkibilim) Çin brokolisi
curly kale
kıvırcık lahana
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Ham kavun, kelek
(Osmanlı Dönemi) f. Kumaş
Satranç tahtasının dört köşesine dikilen, tahtanın bir tarafından diğer tarafına kadar düz olarak boş hanelerde gidebilen kale biçiminde taş
Düşmanın gelmesi beklenebilen yollar üzerinde, askerî önem taşıyan şehirlerde, geçit ve dar boğazlarda güvenliği sağlamak için yapılan kalın duvarlı, burçlu, mazgallı yapı
Boynuzlu koyun
Genellikle bir düşüncenin savunulduğu, sürdürüldüğü yer
Ham kavun
Takımla oynanan bazı top oyunlarında topun sokulmasına çalışılan yer
(Osmanlı Dönemi) ÜCUM
(Osmanlı Dönemi) MA'KAL
(Osmanlı Dönemi) SİSA
kurgan
(Osmanlı Dönemi) kal'a
kale almamak
önem vermemek
kale almamak
sözünü etmeye değer bulmamak
kale almamak
hesaba katmamak
kale bedeni
Kalenin burçları arasında yer alan üstü mazgal ve siperlerle örülmüş kalın duvar
kale vuruşu
Futbolda topun karşı takım oyuncuları tarafından kale çizgisi dışına çıkarılması sonunda, genellikle kaleci aracılığıyla oyuna yeniden başlanması için yapılan atış
kale çizgisi
Futbol vb. top oyunlarında, oyun alanının sınırlarını gösteren ve kale hizasında olan çizgi
EKULÜ KEMÂ KÂLE
(Osmanlı Dönemi) Onun söylediği gibi söylerim meâlinde
uçan kale
Stratejik amaçlarla İkinci Dünya Savaşı'nda kullanılmış olan Amerikan ağır bombardıman uçaklarına verilen ad
İÇ KALE
(Osmanlı Dönemi) t. Kale duvarlarıyla çevrilmiş şehir ve kasabaların bazılarının ortasında ve en yüksek yerinde yapılan küçük kaleler. Bu çeşit kalelere "bâlâ hisâr" da denilirdi. Bu iç kaleler, düşmanın, surları geçmesi hâlinde veya şehirde bir isyân çıktığı zaman, hükümdar veya kumandanın çekilip kendini müdafaa etmesi için yapılırdı
İngilizce - İngilizce
money
cole
An edible plant, similar to cabbage, with curled leaves that do not form a dense head (Brassica oleracea acephala)
Kale is a vegetable that is similar to a cabbage. a dark green vegetable with curled leaves (cal). Loose-leafed, edible plant (Brassica oleracea, Acephala group) derived from the cabbage, in the mustard family. Common (or Scotch) and Buda kale have stems up to 2 ft (60 cm) long that carry a rosette of elongated, dark bluish green, wavy or frilled leaves. Grown mainly for autumn and winter harvest because cold weather improves the quality of this hardy vegetable, kale is usually served cooked. It is highly nutritious. See also collard
See Kail, 2
A member of the cabbage family closely related to collard greens Both crinkly and smooth leaved varieties are winter vegetables and a good source of vitamin A Kale is best steamed or boiled and served with butter
{i} cabbagelike plant having long curly leaves which is eaten as a vegetable; cole, coarse cabbage with curly leaves; money (Scottish Slang)
A variety of cabbage in which the leaves do not form a head, being nearly the original or wild form of the species
informal terms for money
coarse curly-leafed cabbage a hardy cabbage with coarse curly leaves that do not form a head
a hardy cabbage with coarse curly leaves that do not form a head
a leafy green vegetable
a member of the cabbage family, kale leaves are a frilly blue-green and form a loose bouquet; kale leaves have a faint cabbage flavor
coarse curly-leafed cabbage
A non-heading member of the cabbage family Cultivated for over 2,000 years, this vegetable can be prepared and eaten in much the same way as spinach
chinese kale
(Botanik, Bitkibilim) Kai-lan (literally "mustard orchid"), also known as Chinese broccoli or Chinese kale, is a slightly bitter leaf vegetable featuring thick, flat, glossy blue-green leaves with thick stems and a small number of tiny, almost vestigial flower heads similar to those of broccoli. As a group of Brassica oleracea, kai-lan is of the same species of plant as broccoli and kale. Its flavor is very similar to that of broccoli, though not identical, being a bit sweeter
Chinese kale
A Chinese vegetable (Brassica oleracea var. alboglabra) of the mustard family, related to the cabbage and grown for its leafy shoots used in eastern Asian cuisine
sea kale
See under Kale
sea kale
{i} edible plant related to the cabbage that grows along the seacoasts of Europe and Asia
sea kale
A European seashore plant (Crambe maritima) of the mustard family, having edible cabbagelike leaves. Also called scurvy grass
sea kale
perennial of coastal sands and shingles of northern Europe and Baltic and Black Seas having racemes of small white flowers and large fleshy blue-green leaves often used as potherbs
Türkçe - İngilizce
castle

There is a castle in the background of the picture. - Resmin arka planında bir kale var.

I think Malbork castle is wonderful. - Sanırım Malbork kalesi harika.

fortress

The soldiers soon overran the fortress. - Askerler kısa sürede kaleyi istila ettiler.

You can still see the remains of the fortress there. - Orada kalenin kalıntılarını hâlâ görebilirsin.

goal

Is it hard being a goalie? - Bir kaleci olmak zor mu?

Tom kicked the ball into the goal. - Tom topu kaleye tekmeledi.

fort

The enemy occupied the fort. - Düşman, kaleyi işgal etti.

They built the walls of the fortress without using cement at all. - Hiç çimento kullanmadan kalenin duvarlarını inşa ettiler.

upright
bastion

Thanks to Facebook, stalking is no longer the bastion of a few devoted enthusiasts, but a highly automated task convenient enough even for the busy housewife. - Facebook sayesinde, sinsice izlemek artık birkaç özverili hayranın kalesi değildir ama yoğun ev kadını için bile oldukça uygun bir yüksek otomasyonlu görevdir.

stronghold

That village is the enemy's last stronghold. - O köy düşmanın son kalesidir.

home

The first time Tom brought Mary home, his mother said, This one's a keeper. - Tom ilk kez Mary'yi eve getirdiğinde onun annesi bu bir kaleci. dedi.

Tom's home looks like a castle. - Tom'un evi bir kale gibi görünüyor.

fortress, castle, citadel, stronghold; goal, goal post; (satranç) castle, rook
(Askeri) fortified
chess rook, castle
cafe
keep

Tom always keeps a pencil behind his ear. - Tom her zaman kulağının arkasında bir kalem tutar.

The boy liked to keep his pencils sharp. - Çocuk kalemlerini keskin tutmayı severdi.

(satranç) rook
citadel
fortress, fort; citadel
goal post
tower

The picture of the tower was out of focus. - Kalenin resminin odak ayarı bozuktu.

home plate
wicket
motte
citadels
kail
gurry
kale almak
take into consideration
kale burcunda mazgallı siper
(Askeri) battlement
kale burç
bastion
kale gibi
very strong
kale işareti
(Spor) plate
kale bekçisi
castle guard
kale almak
to take (something) into consideration
kale almak
to take into consideration, to heed
kale almamak
not to pay any attention (to), to be heedless of
kale almamak
to consider (something) unimportant, not to pay any attention to
kale arkası
back-goal
kale ağzı
goalmouth
kale biçiminde yapılmış
castellated
kale burcu
donjon
kale değişimi
changeover
kale direkleri
goal posts
kale direkleri
(Spor) goalposts
kale direği
goal post
kale duvar deliği
crenel
kale duvarı
bulwark
kale duvarındaki delik
port
kale duvarını yıkma aleti
petard
kale duvarını yıkma aleti
(savaş) petard
kale düzeni
hollow square
kale gibi
castellated
kale gibi
very strong/firm
kale gibi
1. fortress-like, big and imposing (building). 2. solid, sound, confidence-inspiring (person). 3. (financially) sound, solid (person, business)
kale gibi yükselmek
tower
kale hendekleriyle korunan
moated
kale hendeği
moat
kale hendeği ile kuşatmak
moat
kale hendeği ile kuşatılmış
moated
kale içi
inner part of a fortress
kale kapısı
portcullis
kale kumandanı
castellan
kale levhası
home plate
kale mazgalı
porthole
kale muhafızı
castellan
kale surları
castle walls
kale vuruşu
goal kick
kale çizgisi
(ragbi) touchline
kale çizgisi
goal line
kale önü
goal area
kale üst direği
crossbar
girilmesi imkansız (kale)
impenetrable
kriket kale kazığı
stump
zaptolunmak (kale)
fall
birinci kale
(Spor) first base
demirli kale kapısı
portcullis
kale
keep
kale
Acropolis
kale
citadel
kale

    Türkçe nasıl söylenir

    keyl

    Eş anlamlılar

    borecole

    Telaffuz

    /ˈkāl/ /ˈkeɪl/

    Etimoloji

    [ 'kA(&)l ] (noun.) 14th century. Middle English cawul.

    Ortak Eşdizimliler

    kale almamak, kale almak

    Videolar

    ... But the reality is that no amount of kale can counter ...
    ... I mean, I love kale. ...