kaldı

listen to the pronunciation of kaldı
Türkçe - İngilizce
remained

He remained silent for a while. - O, bir süre sessiz kaldı.

Jefferson remained calm. - Jefferson sakin kaldı.

(Bilgisayar) remaining

The door remaining locked up from inside, he could not enter the house. - Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.

kaldı ki
other than that, besides, moreover
kal
{f} remain

Words fly away, the written remains. - Söz uçar, yazı kalır.

Words fly, texts remain. - Söz uçar, yazı kalır.

kaldı ki
other than that
kaldı ki
moreover
parmak kaldı
very nearly
parmak kaldı
almost
kal
devolve
kal
hover over
kal
{f} stay

He stayed in New York for three weeks. - O, üç hafta New York'ta kaldı.

I want to stay here longer. - Burada daha uzun kalmak istiyorum.

kal
{f} staying

A man named George was staying at a hotel. - George adında bir adam bir otelde kalıyordu.

I'm now staying at my uncle's. - Şu an amcamın evinde kalıyorum.

kal
{f} remaining

The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife. - Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.

The door remaining locked up from inside, he could not enter the house. - Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.

kaldı ki
besides
Tadı damağımda kaldı
I still remember its delicious taste
az kaldı
(kalsın) almost, nearly
az kaldı/kalsın
almost, nearly
boğazımda kaldı
it sticks in my gizzard
dikiş kaldı almost: Yanmasına dikiş kaldı
It almost burned
her boyayı boyadık da fıstıki mi kaldı?
colloq . Even though we've yet to do the fundamental things, you're already talking about the finishing touches
kal
word, talk
kal
snub
kal
remains

The problem remains to be solved. - Sorun çözülmeden kalır.

Words fly away, the written remains. - Söz uçar, yazı kalır.

kendisi muhtac-ı himmet bir dede. (Nerde kaldı geriye himmet ede.)
(Konuşma Dili) You can't expect any help from him since he's in need of help himself
nerede kaldı ki how
(in the world) can ...?: Bu işi bile yapamazken nerede kaldı ki o işi yapasın? As you can't even do this job, how in the world can you do that one?
parmak kaldı almost
very nearly
çoğu gitti, azı kaldı
Most of it is over, the end is near
İngilizce - İngilizce

kaldı teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

kal
Era
kal
Strife
Türkçe - Türkçe

kaldı teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

KAL
(Osmanlı Dönemi) (A, uzun okunur) Söz
kal
Bir düşünceyi anlatabilmek için art arda söylenen kelime dizisi
kal
Koparma, sökme
kal
Söz, lakırtı, laf
kal
(Osmanlı Dönemi) bir şeyi kökünden çekip koparmak, azletmek
kal
çekirge
kal
Maden külçelerinin eritilip arındırılması
kal
Laf, söz
kal
Söz, lakırdı, laf
kal
Koparma, sökme, kökünden söküp atma
kal
Bir alaşımdaki madenlerin erime derecesi farkından yararlanarak bunları birbirinden ayırma işlemi
kal
Söz laf
kâl
(Osmanlı Dönemi) söz
İngilizce - Türkçe

kaldı teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

KAL
(Askeri) kritik unsurlar listesi (key assets list)