I'd like to work at the cafeteria.
- Kafeteryada çalışmak istiyorum.
The cafeteria was self-service.
- Kafeterya kendi kendine servis.
I met her in a coffee shop near the station.
- Onunla istasyonun yakınındaki bir kafede tanıştım.
Let's go drink a cup of coffee at that coffee shop over there.
- Oradaki kafeteryada bir fincan kahve içmeye gidelim.
He thought that it was like a bird cage.
- Onun bir kuş kafesi gibi olduğunu düşündü.
He thought that it was like a bird cage.
- Onun bir kuş kafesi gibi olduğunu düşündü.
The bird flew into the cage.
- Kuş kafesin içine uçtu.