The mistake cost him his head.
- Hata onun kafasına mal oldu.
The musician shook his head and pushed his little piano away.
- Müzisyen kafasını salladı ve küçük piyanosunu itti.
You can do it if you put your mind to it.
- Eğer kafanıza koyarsanız onu yapabilirsiniz.
You've got a one-track mind.
- Kafan tek taraflı çalışıyor.
Tom has been racking his brains for a solution to the problem.
- Tom soruna bir çözüm için kafa patlatıyor.
He's racking his brains about how to deal with the matter.
- O, sorunu nasıl halledeceği hakkında kafa yoruyor.
We're at our wits' end.
- Kafamız allak bullak olmuş durumda.
Tom is a conspiracy nut.
- Tom kafayı komplo teorileriyle bozmuş biri.
The majority of animals have skulls.
- Hayvanların çoğunun kafatası vardır.
She keeps a human skull on her desk.
- O, masasında bir insan kafatası tutuyor.