Tom seems to be a tad confused.
- Tom biraz kafası karışmış görünüyor.
Tom appeared confused.
- Tom kafası karışmış görünüyor.
Tom seems to be puzzled by something.
- Tom bir şey tarafından kafası karışmış gibi görünüyor.
Tom told me that he's puzzled.
- Tom bana kafası karışmış olduğunu söyledi.
Tom said I looked perplexed.
- Tom kafası karışmış göründüğümü söyledi.
Tom seemed perplexed.
- Tom kafası karışmış görünüyordu.
Tom seemed to be disoriented.
- Tom kafası karışmış görünüyordu.