The girl, who had her head on the boy's shoulder, looked around in surprise.
- Kafasını erkeğin omuzuna koymuş olan kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.
They all have arms, legs, and heads, they walk and talk, but now there's SOMETHING that wants to make them different.
- Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.
It took a load off my mind when our team won the championship.
- Takımımız şampiyonluğu kazandığında kafam rahatladı.
You can do it if you put your mind to it.
- Eğer kafanıza koyarsanız onu yapabilirsiniz.
e.g.: I just made it up!.
He's racking his brains about how to deal with the matter.
- O, sorunu nasıl halledeceği hakkında kafa yoruyor.
Why did Tom blow his brains out?
- Neden Tom kafasına ateş ederek intihar etti?
We're at our wits' end.
- Kafamız allak bullak olmuş durumda.
Tom is a conspiracy nut.
- Tom kafayı komplo teorileriyle bozmuş biri.
Tom's skull has been fractured.
- Tom'un kafatası kırıldı.
A skull shaped asteroid flew by the Earth on Halloween.
- Bir kafatası şeklinde bir asteroid, Cadılar Bayramı'nda Dünya'nın yanından geçip gitti.