He reads as many as twenty books every week.
- O her hafta yirmi kadar çok sayıda kitap okur.
Take as many as you want.
- İstediğin kadar çok al.
Tom didn't trust Mary as much as she trusted him.
- Onun Tom'a güvendiği kadar çok Tom Mary'ye güvenmiyor.
He earns three times as much as I do.
- O, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor.
Have you ever sweated this much?
- Hiç bu kadar çok terledin mi?
Do we really need this much food?
- Bu kadar çok yiyeceğe gerçekten ihtiyacımız var mı?