Excuse me, who is this woman?
- Afedersiniz, bu kadın kim?
Where did you see the woman?
- Kadını nerede gördün?
The qipao is a classic female garment that originated in 17th century China.
- Qipao 17.yüzyıl Çin'inde yaratılmış klasik kadın giysisidir.
He wanted female companionship.
- O kadın arkadaşlık istedi.
Women didn't care for him.
- Kadınlar ondan hoşlanmadılar.
Many young women in their 20s plan to go abroad during their summer holidays.
- Yirmili yaşlarda birçok geç kadın yaz tatilleri esnasında yurt dışına gitmeyi planlıyorlar.
She kept her valuables in the bank for safety.
- Güvenlik için kadın, değerli şeylerini bankada sakladı.
She shot a warm smile at the old lady.
- O, yaşlı kadına sıcak bir gülümseme fırlattı.
I was looking at a pretty hen.
- Ben güzel bir kadına bakıyordum.
This girl has become a woman.
- Bu kız bir kadın oldu.
The girl has grown into a slender woman.
- Kız ince belli bir kadın haline geldi.
I'd never go out with a married woman!
- Ben asla evli bir kadınla dışarı çıkmak istemem!
Why are you hanging around with a married woman?
- Neden evli bir kadınla aylak aylak dolaşıyorsun?
Tom falls in love with every woman he meets.
- Tom tanıştığı her kadına âşık olur.
Tom thinks that women always tell their best friends everything.
- Tom kadınların her zaman her şeyi en iyi arkadaşlarına söylediklerini düşünüyor.
He was bored with his wife, an excellent woman he didn't deserve.
- Hiç hak etmediği, harika bir kadın olan karısından bıkmıştı.
That woman must be his wife.
- Şu kadın onun karısı olmalı.
The old lady got down from the bus.
- Yaşlı kadın otobüsten indi.
That poor lady is disabled.
- Şu zavallı kadın engelli.
At mosques, scarves, skirts and cardigans are offered for women to wear.
- Camilerde kadınlar için örtü, etek ve hırka bulunur.
Mary is a femme fatale.
- Mary bir baştan çıkaran kadın.
The lady's wish is my command.
- Kadının isteği benim emrimdir.