A savage tribe lived there in those days.
- O günlerde orada vahşi bir kabile yaşadı.
At long last, the two chiefs of the Indian tribes have decided to bury the hatchet and smoke the peace pipe.
- Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.
Are you still able to speak your tribal language?
- Kendi kabilenin dilini konuşabilir misin?
Tom has tribal tattoos on his thighs.
- Tom uyluklarında kabile dövmelerine sahip.