kabadayı

listen to the pronunciation of kabadayı
Türkçe - İngilizce
{i} rowdy

My brother has been much too rowdy lately. - Erkek kardeşim son zamanlarda çok kabadayı oldu.

{i} bully

Tom's a bully, just like John is. - Tom bir kabadayı, tam John'un olduğu gibi.

Every playground has its bully. - Çocuk parkının kendi kabadayısı vardır.

toughie
ruffian
swaggering, rough-and-ready fellow, tough guy
blusterer
(Konuşma Dili) the best (of anything)
hoodlum
tough
swashbuckler
bulldozer
bully, tough guy, roughneck, rough, toughie
tough, gutsy; manly
villain
roughneck
hector
rapscallion
hooligan
rough
swaggering
hood
tough guy
jackboot
kabadayılar
hoodlums
ufak tefek kabadayı
bantam
Türkçe - Türkçe
Korkusuz, iyi dövüşen, kendine özgü namus kurallarının dışına çıkmayan kimse: "Ramazan, sertliği, zulmü ile ün salmış bir kabadayı idi."- H. E. Adıvar
Bir şeyin en iyisi, başta geleni
Babayiğit, koçak
Korkusuz, iyi dövüşen, kendine özgü namus kurallarının dışına çıkmayan kimse
Külhanbeyi, hayta
efe
KABADAYI
Yürekli
KABADAYI
(Osmanlı Dönemi) Kimseden korkmaz görünerek şuna buna meydan okuyan kimse, yiğit taslağı
KABADAYI
(Osmanlı Dönemi) Mc: Cesur, kahraman, cengâver. Eskiden kabadayılar ağırbaşlı, fenalıktan kaçınır, iyiliği sever insanlar oldukları için muhitlerinde hürmet görürlerdi. (O.T.D.S.)
KABADAYI
İyi dövüşen, kendine özgü namus kurallarının dışına çıkmayan kimse: "Ramazan, sertliği, zulmü ile ün salmış bir kabadayı idi."- H. E. Adıvar
KABADAYI
Bir şeyin en iyisi, başta geleni
kabadayı