kaçınmak

listen to the pronunciation of kaçınmak
Türkçe - İngilizce
avoid

We stayed home for Christmas, so as to avoid heavy traffic. - Biz yoğun trafikten kaçınmak amacıyla, Noel için evde kaldık.

He took a detour to avoid the heavy traffic. - Yoğun trafikten kaçınmak için tali yoldan gitti.

abstain
refrain
eschew
balk
evade
beware
get out of
shun
forbear
stand apart
stow
refuse
baulk
flee
spare
flee from
stand aloof
flinch
dodge
to avoid, get out of
beg
to avoid, to keep away from, to get out of, to shun, to refrain, to abstain (from sth)
shirk
(for a woman) to avoid the company of (men)
stand aside
sidestep
funk
short circuit
elude
keep away from
abstinence
(Ticaret) shirking
shy away from
avert from
get around
(deyim) give a wide berth
get out
beware of
fudge
circumvent
cheat
forbore
scruple
draw back
fight shy of
refrain from
shrink
steer clear of
blink
keep clear of
{f} chicken out
kaçınma
abstinence
kaçınma
avoidance

There's a fine line between tax minimization and tax avoidance. - Vergi minimizasyonu ve vergiden kaçınma arasında ince bir çizgi var.

kaçınma
bolt
kaçınma
avoidance of
kaçınma
{i} evading
kaçınma
eschewing
kaçınma
goby
kaçın
avert from
kaçın
{f} evading
kaçın
{f} evaded
kaçın
kept from
kaçın
keep from

Try to keep from crying. - Ağlamaktan kaçınmaya çalış.

kaçın
shy away from
kaçın
evade

Jack tried to evade paying his taxes. - Jack vergilerini ödemekten kaçınmaya çalıştı.

kaçınma
abstention
kaçınma
avoiding

Tom has a good reason for avoiding Mary. - Tom'un Mary'den kaçınmak için iyi bir nedeni var.

Tom has been avoiding Mary. - Tom Mary'den kaçınmaktadır.

Kaçınma
(Avrupa Birliği) abstain

My father tries to abstain from drinking. - Babam içki içmekten kaçınmaya çalışıyor.

True science teaches us to doubt and to abstain from ignorance. - Gerçek bilim bize şüphe etmeyi ve cahillikten kaçınmayı öğretir.

cevaplamaktan kaçınmak
beg the question
dikkat çekmekten kaçınmak
make oneself inconspicuous
kaçınma
evasion
kaçınma
a woman's veilling herself and avoiding contact with men not related to her
kaçınma
forbearance
kaçınma
sidestep
kaçınma
elusion
kaçınma
sparing
kaçınma
flinch
kaçınma
diffidence
yapmaktan kaçınmak
avoid doing smth
yapmaktan kaçınmak
refrain from doing
yaramazlıktan kaçınmak
keep out of mischief
yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınmak
(Hukuk) to evade the obligations
şatları yerine getirmekten kaçınmak
welsh on
Türkçe - Türkçe
Herhangi bir işi yapmaktan veya özverili davranmaktan geri durmak, imtina etmek
Herhangi bir işi yapmaktan veya özverili davranmaktan geri durmak, imtina etmek: "Dargın çıkan sesinde bir şeyden kaçınan, lüzumsuz bir sakınca anlamı sezdi."- H. E. Adıvar
kaçmak
(Osmanlı Dönemi) içtinab
kaçınma
Kaçınmak işi
kaçınmak