kızgın kızgın teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- angrily
- {a} in an angry manner
- wrathfully, furiously
- with anger; "he angrily denied the accusation
- In an angry manner; under the influence of anger
- kızgın
- mad
I hope Tom's not too mad at me.
- Tom'un bana çok kızgın olmadığını umuyorum.
You should avoid Tom today if at all possible. He's very mad at you.
- Bugün mümkünse Tom'dan uzak durmalısın. O sana çok kızgın.
- kızgın
- hot
Tom is likely to be hot.
- Tom muhtemelen kızgın olacak.
- kızgın
- angry
Tom ran as fast as he could to escape from the angry bear.
- Tom kızgın ayıdan kaçmak için elinden geldiği kadar hızlı koştu.
I'm never angry without reason.
- Sebep olmadan asla kızgın olmam.
- kızgın
- furious
For some reason, she's really furious with me.
- Nedense, o bana gerçekten kızgın.
The governor of Texas was furious.
- Teksas valisi kızgındı.
- kızgın
- annoyed
Tom looked a little annoyed.
- Tom biraz kızgın görünüyordu.
I was annoyed with him for keeping me waiting.
- Beni beklettiği için ona kızgındım.
- kızgın
- frowning
- kızgın
- surly
- kızgın
- (Konuşma Dili) in a bad temper
- kızgın
- superheated
- kızgın
- infuriated
- kızgın
- estral
- kızgın
- (Otomotiv) scalding
- kızgın
- burning
- kızgın
- exercise
- kızgın
- belligerent
- kızgın
- exercised
- kızgın
- heated
- kızgın bir şekilde
- wrathfully
- kızgın boğa
- raging bull
- kızgın buhar
- (Gıda,Teknik) superheated vapor
- kızgın buhar soğutucusu
- desuperheater
- kızgın mısın
- are you angry
- kızgın olmak
- be angry at
- kızgın su
- superheated water
- kızgın
- glowing
- kızgın bir demirle hayvan derisine damga vurmak
- anchored to an angry stamp of animal skins
- kızgın olmamak
- Not to be angry
- kızgın
- hot, red-hot; angry, furious, cross, black; in heat, in rut
- kızgın
- huffy
- kızgın
- red hot
- kızgın
- red
- kızgın
- hot-blooded
- kızgın
- boiling
- kızgın
- indignant
Tom looked indignant.
- Tom kızgın görünüyordu.
- kızgın
- cross
When my wife crosses her arms and taps her foot I know she's angry.
- Karım kollarını bağladığında ve ayağını yere vurduğunda, onun kızgın olduğunu biliyorum.
- kızgın
- flaming
- kızgın
- black
Why does he look black?
- O niçin kızgın görünüyor?
- kızgın
- ardent
- kızgın
- ireful
- kızgın
- fervent
- kızgın
- dyspeptic
- kızgın
- irate
- kızgın
- fierce
Tom gave me a fierce look.
- Tom bana kızgın bir görüntü verdi.
Savages fear the appearance of a fierce wild beast.
- Barbarlar kızgın vahşi bir hayvanın görünüşünden korkuyorlar.
- kızgın
- indignantly
- kızgın
- fiery
- kızgın
- angry with
Thunder has been explained scientifically, and people no longer believe it is a sign that the gods are angry with them, so thunder, too, is a little less frightening.
- Gök gürültüsü bilimsel olarak açıklanmıştır, ve insanlar onun tanrıların insanlara kızgın olduğunun bir işareti olduğuna artık inanmıyorlar, bu yüzden gök gürültüsü de biraz daha az korkutucudur.
I'm never angry without reason.
- Sebep olmadan asla kızgın olmam.
- kızgın
- inflamed
- kızgın
- estral, in heat; in rut
- kızgın
- baking
- kızgın
- red-hot, red or glowing with heat
- kızgın
- pissed off [sl.]
- kızgın
- incensed
- kızgın bakış
- black look
- kızgın bakış
- black looks
- kızgın bir biçimde
- resentfully
- kızgın bir biçimde
- glowingly
- kızgın bir sesle söylemek
- rasp
- kızgın bir şekilde
- angrily
He looked at her angrily.
- O, kızgın bir şekilde ona baktı.
Sami angrily denied he was in Layla's apartment that night.
- Sami o gece Leyla'nın dairesinde olduğunu kızgın bir şekilde yalanladı.
- kızgın bir şekilde
- furiously
He reacted furiously.
- O, kızgın bir şekilde tepki verdi.
- kızgın buhar
- superheated steam
- kızgın buharla kurutma
- (Gıda) superheated steam drying
- kızgın buharla kurutma
- superheated-steam drying
- kızgın bulut
- nuée ardente
- kızgın bulut
- cloud of volcanic smoke and ashes
- kızgın dam prov
- Turkish bath
- kızgın demir
- brand
- kızgın demirle tahta işlemesi
- poker work
- kızgın fil
- must
- kızgın görünmek
- look like the wrath of god
- kızgın iken kırılan
- red short
- kızgın kadın
- fury
- kızgın levha
- hot plate
- kızgın nokta
- hot spot
- kızgın olmak
- to be angry (with)
- kızgın olmak
- be in a wax
- kızgın olmak
- be angry with smb
- kızgın olmak
- be mad
- kızgın su buharı
- super heating
- kızgın sulu ısıtma
- hot-water heating
- kızgın tel
- hot wire
- kızgın tel yöntemi
- hot wire method
- kızgın telli ampermetre
- hot-wire ammeter
- kızgın telli ampermetre
- (Elektrik, Elektronik,Teknik) thermal ammeter
- kızgın telli ampermetre
- hot-wire amrneief
- kızgın telli anemometre
- hot wire anemometer
- kızgın telli manometre
- hotwire manometer
- kızgın telli röle
- hot-wire relay
- kızgın telli sayaç
- hot-wire meter
- kızgın yağda boyama
- hot-oil dyeing
- kızgın yağda haşlama
- deep-frying
- kızgın yağda pişirme
- deep-frying
- kızgın yüzey
- hot surface
- kızgın çözgenle kurutma
- superheated-solvent drying
- kızgın çözgenle kurutma
- (Gıda) superheated solvent drying