kızartmalar

listen to the pronunciation of kızartmalar
Türkçe - İngilizce
deep frying
frying in a deep pan of boiling fat
kızartma
fry

Tom offered Mary a French fry and she took one. - Tom Mary'ye bir Fransız kızartma sundu ve o bir tane aldı.

Mary threw some sausages into the frying pan. - Mary kızartma tavasına bazı sosisler attı.

kızartma
(a) fried food
kızartma
frying

The frying pan is rusty. - Kızartma tavası paslı.

Tom burned his fingers on a hot frying pan. - Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.

kızartma
frying; toasting, roasting; fried food, broiled food; fried
kızartma
1.frying
kızartma
broiled food
kızartma
(Gıda) roasted
kızartma
fried food
kızartma
roast

The roast beef was delicious with horseradish sauce. - Kızartma sığır eti, yabanturpu sosu ile lezzetliydi.

Dad uses fire to roast a chicken. - Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.

kızartma
rubefaction
kızartma
saute
kızartma
fritter
Türkçe - Türkçe
kızartmalar