On the table, there was a plate with three fried eggs on it.
- Masada üzerinde üç kızarmış yumurta bulunan bir tabak vardı.
Tom loves fried chicken.
- Tom, kızarmış tavuk seviyor.
Tom is frying an egg.
- Tom bir yumurta kızartıyor.
Tom burned his fingers on a hot frying pan.
- Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.
His girlfriend is Japanese.
- Onun kız arkadaşı Japon.
I sometimes wonder if I am a girl.
- Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
He looks like the yellow angry bird.
- O sarı kızgın kuş gibi görünüyor.
Why is this bird called a robin redbreast?
- Bu kuşa neden kızılgerdan diyorlar?
His daughter is eager to go with him anywhere.
- Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.
I'm Helen Cartwright's daughter.
- Ben, Helen Cartwright'ın kızıyım.
That girl who has long hair is Judy.
- Uzun saçlı o kız Judy'dir.
That girl whose hair is long is Judy.
- Saçı uzun olan kız Judy.
These girls use white skirts.
- Bu kızlar beyaz gömlek kullanıyor.
Do those girls wear white skirts?
- O kızlar beyaz etek mi giyiyor?
I've got a queen of hearts.
- Benim bir kupa kızım var.
There was once upon a time an old Queen whose husband had been dead for many years, and she had a beautiful daughter.
- Biz zamanlar kocası yıllar önce ölmüş olan yaşlı bir kraliçe vardı ve onun da güzel bir kızı vardı.
I feel resentment against your unwarranted criticism.
- Haksız eleştirine karşı kızgınlık hissediyorum.
I resent the way he treated me.
- Onun bana davranma şekline kızıyorum.
Are you still a virgin?
- Hâlâ kız oğlan kız mısın?
I want to marry a virgin girl.
- Bakire bir kızla evlenmek istiyorum.
He married a Canadian girl.
- O, Kanadalı bir kızla evlendi.
I sometimes wonder if I am a girl.
- Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
- Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
I like roast chicken.
- Fırında kızartılmış tavuğu severim.
Since 1990, eleven female students received the award.
- 1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı.
The female student that sat in front of the teacher is from Germany.
- Öğretmenin önünde oturan kız öğrenci Almanyalıdır.
In November of 1996, Mars Global Surveyor began a 10 month mission to the Red Planet.
- Mars Global Surveyor Kasım 1996'da kızıl gezegene olan 10 aylık bir göreve başladı.
I miss my little sister.
- Küçük kız kardeşimi özlüyorum.
What's your mother's maiden name?
- Annenin kızlık soyadı nedir?
The maid gave up her job.
- Hizmetçi kız, işinden ayrıldı.
Mary went back to using her maiden name.
- Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.
What's your mother's maiden name?
- Annenin kızlık soyadı nedir?
Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
- Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
Dad uses fire to roast a chicken.
- Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.
Tom gave his daughter a stuffed bunny.
- Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
Mary wore bunny slippers.
- Mary kız terlikleri giydi.
Jill is the only girl in our club.
- Jill Kulübümüzde tek kız.