kıyıdan

listen to the pronunciation of kıyıdan
Türkçe - İngilizce
coastwise
coast

The town is two miles away from the coast. - Kasaba, kıyıdan iki mil uzaktadır.

The island is about two miles off the coast. - Ada kıyıdan yaklaşık iki mil uzaklıktadır.

kıyı
coast

On a good day, you can see the coast of Estonia from Helsinki. - İyi bir günde, Helsinki'den Estonya kıyısını görebilirsin.

Our hotel faces the coast. - Otelimiz kıyıya bakar.

kıyı
shore

I saw a fishing boat about a mile off the shore. - Ben, kıyıdan yaklaşık bir mil ötede bir balıkçı teknesi gördüm.

Another ten minutes' walk brought us to the shore. - On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.

kıyıdan esen
offshore
kıyıdan gitmek
hug
kıyıdan gitmek
1. to go via the shore. 2. (for a boat) to travel inshore, hug the shore
kıyıdan uzak
offshore
kıyıdan uzakta
offshore
kıyı
brink
kıyı
edge
kıyı
shore, coast, seashore, coastline; (ırmak, göl) bank; seafront; edge, border, side
kıyı
border

The city lies on the border of the coastal area and the neighboring highland. - Kent, kıyı bölgesi ve komşu dağlar arasındaki sınırda yer alıyor.

kıyı
seashore

The seashore looks particularly romantic in the moonlight. - Deniz kıyısı özellikle ay ışığında romantik görünüyor.

kıyı
coastline

Many locations, despite being situated near coastlines, have fairly extreme climates. - Birçok yer, kıyı şeridine yakın olmalarına rağmen oldukça ekstrem iklimlere sahiptir.

The long coastline of the city contains sand and gravel. - Kentin uzun kıyı şeridi kum ve çakıl içerir.

kıyı
waterfront
kıyı
seafront
kıyı
water front
kıyı
seaboard
kıyı
beach

The coast of the French Riviera has very beautiful beaches. - Fransız Rivierası kıyısının çok güzel plajları vardır.

I live near the sea so I often go to the beach. - Deniz kıyısında yaşadığım için sık sık plaja giderim.

kıyı
strand
kıyı
bank

We walked on the banks of the Thames. - Thames'in kıyısında yürüdük.

There's a lot of trash on the far bank of the river. - Nehrin uzak kıyısında bir sürü çöp var.

kıyı
littoral
kıyı
waterside
kıyı
side
kıyı
inshore
kıyı
shore; coast; bank
kıyı
edge, side
kıyı
sea coast
kıyı
ashore

Tom said he isn't going ashore. - Tom kıyıya gitmediğini söyledi.

Instead of going ashore, we stayed on the ship. - Kıyıya gitme yerine gemide kaldık.

kıyı
foreshore
Türkçe - Türkçe

kıyıdan teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

kıyı
Kara ile suyun birleştiği yer
kıyı
Kenar, uç
kıyı
Kenar, uç: "Su kıyısında yıkanan güvercinler gibi silkindi."- N. Cumalı
kıyı
Karanın deniz boyunca uzanan bölümü, sahil: "Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik."- R. H. Karay
kıyı
Kara ile suyun birleştiği yer: "Kandilli akıntısını geçiyoruz. İşte Küçüksu kasrı, kıyıda bembeyaz gülüyor."- Y. Z. Ortaç
kıyı
Karanın deniz boyunca uzanan bölümü, sahil
kıyı
Issız, tenha yer
kıyıdan