kıvırma

listen to the pronunciation of kıvırma
Türkçe - İngilizce
curling
bend
curling; twisting
bending
curl
twist, curling
meandering
twist

Stop twisting my arm! - Kolumu kıvırmayı bırak!

twisting

Stop twisting my arm! - Kolumu kıvırmayı bırak!

hem
fold
involution
kıvırmak
curl up
kıvırma makinesi
crimping machine
kıvırmak
{f} curl
kıvırmak
wind up
kıvırmak
turn
kıvırmak
crinkle
kıvırmak
pull off
kıvırmak
{f} wind
kıvırmak
crank
kıvırmak
coil
kıvırmak
succeed in
kıvırmak
(Gıda) fold in
kıvırmak
cast
kıvırmak
curve
kıvırmak
make up
kıvırmak
{f} manage
kıvır
{f} crimp
kıvır
fold down
kıvır
{f} frizzled
kıvır
{f} crisp
kıvır
frizzle
kıvır
{f} curl

Most of the Melanesians living in Papua New Guinea have very curly hair, don't they? - Papua Yeni Gine'de yaşayan birçok Melanezyalının çok kıvırcık saçları vardır, değil mi?

My hair is naturally curly. - Saçım doğal olarak kıvırcık.

kıvır
{f} curling
kıvırmak
weave
kıvırmak
twine
kıvırmak
crook
kıvırmak
invent
burun kıvırma
sniff
etriye kıvırma aygıtı
stirrup bending machine
kenar kıvırma
flanging
kendinden kıvırma pervaz
(Tekstil) grown-on facing
kendinden kıvırma pervaz
(Tekstil) grown -on facing
kıvır
curled

She curled her hair with curlers. - Bigudilerle saçını kıvırcık yaptı.

kıvır
{f} crook
kıvır
frizz
kıvırmak
fold
kıvırmak
squirm
kıvırmak
turn back
kıvırmak
(Konuşma Dili) to pull off, manage to do, manage
kıvırmak
frizz
kıvırmak
frizzle
kıvırmak
to curl, to frizz; to twist, to crook; to crimp, to crinkle; to dance/walk in a sexy way; to fold back; to pull off, to succeed in; to invent, to make up
kıvırmak
gopher
kıvırmak
drape
kıvırmak
entwist
kıvırmak
crimp
kıvırmak
angle
kıvırmak
to curl; to twist
kıvırmak
inflect
kıvırmak
(Konuşma Dili) to undulate or wriggle sensuously (a part of the body)
kıvırmak
scroll
kıvırmak
entwine
kıvırmak
enfold
kıvırmak
fold down
kıvırmak
do successfully
kıvırmak
meander
kıvırmak
(Konuşma Dili) to make up (lies)
kıvırmak
contort
kıvırmak
turn down
kıvırmak
goffer
kıvırmak
handle
kıvırmak
twist
kıvırmak
crisp
kıvırmak
frill
kıvırmak
gauffer
kıvırmak
to turn up (cuffs)
kıvırmak
bend
kıvırmak
tuck up
kıvırmak
tuck in
kıvırmak
double
kıvırmak
squirm out of
kıvırmak
{f} tuck
kıvırmak
have a command of
Türkçe - Türkçe
Kıvırmak işi
kıvırmak
Uydurup söylemek
kıvırmak
Bir giysinin veya kumaşın kenarını bükerek tersinden dikmek
kıvırmak
Sapmak
kıvırmak
Kalçalarını iki yana sallayarak oynamak veya yürümek
kıvırmak
Başarmak, başa çıkmak, becermek, hakkından gelmek
kıvırmak
Başarmak, başa çıkmak, becermek, hakkından gelmek: "Hâlbuki Nahit onu odasına çekip de baş başa prova yaptığı zamanlarda pek âlâ kıvıracağa benziyordu."- T. Buğra
kıvırmak
Bükmek
kıvırmak
Bükmek: "Fino, beni görünce kuyruğunu kıvırıp düşmanca havlaya havlaya beyaz dişlerini gösterdi."- H. R. Gürpınar
kıvırmak
Kenarından katlamak, bükmek
kıvırmak
Yapmak istememek, yan çizmek
kıvırma