Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Magicians jealously guard their secrets.
- Büyücüler sırlarını kıskançlıkla korurlar.
She burned with jealousy.
- Kıskançlıktan yanıp tutuşuyordu.
I hate jealous women.
- Ben kıskanç kadınlardan nefret ederim.
Even the tail of the parrot makes others envious.
- Papağanın kuyruğu bile diğerlerini kıskanç yapar.
Envious people die, but envy never does.
- Kıskanç insanlar ölür ama kıskançlık asla ölmez.
The envious die, but envy never does.
- Kıskanç ölür ama kıskançlık asla ölmez.
Envy is the central fact of American life.
- Kıskançlık, Amerikan yaşamının ana gerçeğidir.