She burned with jealousy.
- Kıskançlıktan yanıp tutuşuyordu.
She was a bundle of jealousy.
- O bir kıskançlık çıkınıydı.
The envious die, but envy never does.
- Kıskanç ölür ama kıskançlık asla ölmez.
Envious people die, but envy never does.
- Kıskanç insanlar ölür ama kıskançlık asla ölmez.
Envy is the central fact of American life.
- Kıskançlık, Amerikan yaşamının ana gerçeğidir.
The seven deadly sins are: pride, envy, greed, anger, lust, gluttony and sloth.
- Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik.