kısaltmak

listen to the pronunciation of kısaltmak
Türkçe - İngilizce
curtail
shorten

I don't like to sew, but I shall have to shorten these trousers. - Ben dikiş dikmeyi sevmiyorum ama bu pantolonu kısaltmak zorundayım.

abridge
abbreviate
cancel
clip
prune
(Hukuk) to shorten , to abridge
reduce
summarize
to shorten; to abbreviate; to abridge
to abridge, condense
cut down
edit
make shorter
compress
(elbise) take up
retrench
short circuit
dock
boil
cut into
boil sth down to sth
cut
boil down
contract
truncate
to shorten
kısaltma
abbreviation

In dictionaries, m.n. is abbreviation for masculine noun. - Sözlüklerde m.n. eril isim için kısaltmadır.

Doc is an abbreviation of doctor. - Doktor kelimesinin kısaltması Dr. dir.

kısaltma
abridgment
kısaltmak (elbise)
(Tekstil) take up
kısaltmak (etek)
take up
kısaltma
compressing
kısaltma
shortening
kısaltma
reduction
kısaltma
{i} compendium
kısaltma
{i} compression
kısaltma
contract

Formal written English avoids contractions, such as you're, won't, and can't. - Resmi yazılı İngilizce you're, won't ve can't gibi kısaltmalardan kaçınır.

giysi kısaltmak
take up
kısaltma
(Dilbilim) clipping
kısaltma
(Bilgisayar) abbreviate
kısaltma
(Kanun) abstract
kısal
got shorter
kısal
get shorter
kısaltma
abridgement
kısaltma
curtailment
kısaltma
{i} condensation
kesip kısaltmak
detruncate
kuyruğunu kısaltmak
dock
kısaltma
abridgement [Brit.]
kısaltma
retrenchment
kısaltma
(act of) shortening
kısaltma
summary
kısaltma
abridging, abridgment
kısaltma
shortening; abbreviation; abridgment; contraction
kısaltma
abbr
kısaltma
curtail
Türkçe - Türkçe
Kısa duruma getirmek: "Ben bu sözü biraz daha kısaltarak tekrar edeceğim."- R. N. Güntekin
Kısa gibi göstermek
Kısa duruma getirmek
kesmek
kasmak
(Osmanlı Dönemi) FEDN
Kısaltma
(Hukuk) İHTİSAR
Kısaltma
(Osmanlı Dönemi) MURAHHAM
kısaltma
Kısaltmak işi, taksir
kısaltma
Kısaltılmış ad veya söz, iktisar
kısaltmak