kısacası

listen to the pronunciation of kısacası
Türkçe - İngilizce
in short

In short, I disagree. - Kısacası, ben katılmıyorum.

Tom collects teddy bears, postcards and stamps, old coins, stones and minerals, number plates and hubcaps - in short: almost everything. - Tom oyuncak ayıları, kartpostal ve pulları, eski paraları, taş ve mineralleri, trafik plakaları ve jant kapaklarını yani kısacası hemen hemen her şeyi toplar.

in a word, the long and short of it is that ...; in brief
on the upshot
shortly, in brief, in short, in a word
in brief

In brief, Sherlock lives. - Kısacası, Sherlock yaşıyor.

In brief, you should have accepted the responsibility. - Kısacası, sorumluluğu kabul etmeliydin.

in fine
in a word

In a word, I don't trust him. - Kısacası ona güvenmiyorum.

In a word, life is short. - Kısacası, yaşam kısadır.

shortly
in one word
the upshot
Türkçe - Türkçe
Kısa söylemek gerekirse: "Bir kimse, doktor, avukat, yargıç, kunduracı, kısacası ne iş görürse görsün, gerekli sanat eğitiminden yoksunsa, gördüğü işin önemini kavrayamaz."- N. Cumalı
velhasıl
kısacası