kırsal

listen to the pronunciation of kırsal
Türkçe - İngilizce
agrarian
(Hukuk) rural

You will soon be used to rural life. - Yakında kırsal yaşama alışacaksın.

Have you ever lived in a rural area? - Hiç kırsal alanda yaşadın mı?

rural, rustic; pastoral
countrified
Arcadian
rustic
country

Every summer I go to the countryside. - Her yaz kırsala giderim.

Tom decided to give up city life and live in the country. - Tom şehir hayatından vazgeçmeye ve kırsalda yaşamaya karar verdi.

country, rural, rustic; pastoral
pastoral
(Argo) bush
country side
silvan
kırsal bölge
countryside

Feeling tired from walking in the countryside, he took a nap. - Kırsal bölgedeki yürüyüşte yorgun hissettiği için, o şekerleme yaptı.

There are lots of trees in the countryside. - Kırsal bölgede çok ağaç var.

kırsal bölge
the country
kırsal bölge
the land
kırsal cennet
Arcadia
kırsal kalkınma politikaları
(Hukuk) rural development policies
kırsal kesim
countryside, the country
kırsal yöre halkı
countryside
Türkçe - Türkçe
Az insanın barındığı, daha çok kır durumunda olan yer
Kır ile ilgili
kırsal alan
Üretim etkinlikleri tarıma dayalı olan, kırsal nüfusun yaşadığı ve çalıştığı alan
kırsal bölge
Genellikle tarım veya hayvancılık yapılan ve az insanın yaşadığı yer
kırsal nüfus
Tarımla uğraşan, genellikle şehir sınırları dışında, köy ve kasabalarda yaşayan nüfus
kırsal