kışkırtılmak

listen to the pronunciation of kışkırtılmak
Türkçe - İngilizce
to be instigated, be fomented
kışkırt
kick up
kışkırt
incite
kışkırt
provoke

Don't do anything to provoke Tom. - Tom'u kışkırtmak için bir şey yapma.

Tom is trying to provoke me. - Tom beni kışkırtmaya çalışıyor.

kışkırt
{f} prodding
kışkırt
instigate

Tom instigated the whole thing. - Tom her şeyi kışkırtıyordu.

kışkırt
{f} provoking

I'm not provoking their daughters. - Ben onların kızlarını kışkırtmıyorum.

You need to stop provoking fights with Tom. - Tom'u kışkırtan kavgaları durdurmalısın.

kışkırt
{f} prod
kışkırt
{f} provoked

He was provoked into hitting her. - O ona vurmak için kışkırtıldı.

The aggression was provoked by all those gratuitous insults. - Saldırı tüm bu gereksiz hakaretler tarafından kışkırtıldı.

kışkırtılma
incite
Türkçe - Türkçe
Kışkırtma işi yapılmak
kışkırtılma
Kışkırtılmak işi
kışkırtılmak