küreme

listen to the pronunciation of küreme
Türkçe - İngilizce
sphere of
shovelling
shove

I spent all day shoveling snow. - Bütün günümü kar küremekle geçirdim.

I hate shoveling snow. - Kar küremekten nefret ederim.

küre
sphere

Everyone admitted that the earth is a sphere. - Herkes dünyanın bir küre olduğunu kabul etti.

The earth is just a sphere suspended in space. - Dünya sadece uzayda asılı duran bir küredir.

küre
globe

How do they make snow globes? - Kar kürelerini nasıl yapıyorlar?

Tom looked at the snow falling inside the snow globe. - Tom karın kar küresi içine düşüşüne baktı.

küreme makinesi
shovelling machine
küre
ball
küre
orb
küremek
shovel

I spent all day shoveling snow. - Bütün günümü kar küremekle geçirdim.

I hate shoveling snow. - Kar küremekten nefret ederim.

küremek
shovel up
Küre
(Tıp) sphero
küre
balloon
küre
globe, sphere, ball
küre
prov. smelting furnace, smelter
küremek
to shovel up
küremek
to shovel up, clear (something) away with a shovel
Türkçe - Türkçe
Küremek işi
küremek
Kürekle atıp temizlemek, kürelemek
KÜRE
(Osmanlı Dönemi) Şeklin sathındaki bütün noktalar merkeze aynı uzaklıktadır. Dünya da yuvarlak olduğundan "Küre-i arz" denilmiştir. "Küre-i zemin" de denir
KÜRE
(Osmanlı Dönemi) (Kürre yanlıştır) Yuvarlak cisim
Küre
(Osmanlı Dönemi) KÛRE
Küremek
kürümek
küre
Madenci ocağı, maden fırını
küre
çamurdan yapılmış taşınabilir yemek ocağı
küre
Yeryüzü, dünya: "Ben de yıldızlar gibi, küre gibi, ben de yalnız ve herkese uzaktım."- Y. K. Karaosmanoğlu
küre
Tuğla pişirilen özel fırın
küre
Yeryüzü, dünya
küre
Maden fırını
küre
Bütün noktaları merkezden aynı uzaklıkta bulunan bir yüzeyle sınırlı cisim
küre
Tuğla fırını
küre
(Osmanlı Dönemi) dünya
küreme