He appreciates Japanese culture.
- O, Japon kültürünün takdir eder.
This doctor is a man of culture.
- Bu doktor bir kültür adamıdır.
Culture shock is often described as an emotional rollercoaster.
- Kültür şoku genellikle duygusal bir lunapark hız treni olarak tanımlanır.
In a foreign country most of us go through culture shock.
- Çoğumuz yabancı bir ülkede kültür şoku yaşarız.
There are subcultures within cultures.
- Kültürler içinde alt kültürler vardır.