The big fire reduced the whole town to ashes.
- Büyük bir ateş bütün kasabayı kül haline getirdi.
There's volcanic ash in the atmosphere.
- Atmosferde volkanik kül var.
Her ashes are interred here.
- Onun külleri burada gömülüdür.
The big fire reduced the whole town to ashes.
- Büyük bir ateş bütün kasabayı kül haline getirdi.
My grandmother told me the story of Cinderella.
- Büyükannem bana Külkedisi hikayesini anlattı.
When Cinderella heard midnight sounding, she left immediately.
- Külkedisi gece yarısı sesini duyunca, hemen ayrıldı.
The fire consumed the whole building.
- Yangın tüm binayı yakıp kül etti.
All people shall have the right to maintain the minimum standards of wholesome and cultured living.
- Tüm insanlar sağlıklı ve kültürlü yaşam minimum standartlarını koruma hakkına sahip olacaktır.
Empty the ashtray, because it's full of cigarette butts.
- Kül tablasını boşalt, içi izmarit dolu.
Kissing a smoker is like licking an ashtray.
- Bir sigara içenle öpüşmek bir kül tablasını yalamak gibi bir şeydir.