Tom is allergic to mold.
- Tom'un küfe alerjisi var.
We have nothing but some moldy bread.
- Biraz küflü ekmekten başka bir şeyimiz yok.
Wooden spoons start to mildew if they're left in the sink too long.
- Tahta kaşıklar çok uzun süre lavaboda bırakılırsa küflenmeye başlar.
Eva climbed the stairs to Romer's office, trying to analyse the complex smell in the stairwell - a cross between mushrooms and soot, ancient stour and mildew, she decided.
- Eva, Romer'in ofisine çıkan merdivenlere tırmandı, merdiven boşluğundaki karmaşık kokuyu analiz etmeye çalıştı - mantar ve kurum, eski birikmiş toz ve küf arasında bir karışım olduğuna karar verdi.
Tom is allergic to mould.
- Tom'un küfe alerjisi var.
The bread was mouldy, but Tom ate it nevertheless.
- Ekmek küflüydü ama Tom yine de onu yedi.
This room smells musty.
- Bu oda küflü kokuyor.
The cabin smelled musty.
- Kabin küflü kokuyordu.