She knows five languages, but when she wants to swear, she does so in her maternal language.
- Beş yabancı dil biliyor ama küfür etmek istediği zaman kendi ana dilinde konuşuyor.
Swearing relieves the pain.
- Küfür etmek ağrıyı hafifletir.
Swearing relieves the pain.
- Küfür etmek ağrıyı hafifletir.
I am swearing at that jerk!
- O pisliğe küfür ediyorum!
He knows how to curse in Chinese.
- Çince nasıl küfür edileceğini bilir.
What's your favorite curse word?
- En sevdiğin küfür hangisi?
The first thing you learn in a language are swear words.
- Bir dilde öğrendiğin ilk şey küfürlerdir.
I cannot swear at a policeman.
- Bir polise küfür edemem.
Tom never uses profanity.
- Tom asla küfür kullanmaz.
The angry mob wanted Jesus killed for blasphemy.
- Öfkeli kalabalık küfür için İsa'nın öldürülmesini istedi.
Praise is more valuable than blasphemy.
- Hamd küfürden daha değerlidir.