I look like an old peasant.
- Yaşlı bir köylüye benziyorum.
Many peasants died during the drought.
- Birçok köylü kuraklık esnasında öldü.
The villagers were kind to their visitors.
- Köylüler ziyaretçilerine karşı nazikti.
The explosion frightened the villagers.
- Patlama köylüleri korkuttu.
The explosion frightened the villagers.
- Patlama köylüleri korkuttu.
The villagers were kind to their visitors.
- Köylüler ziyaretçilerine karşı nazikti.
The majority of the peasants living in this godforsaken village cannot read nor write.
- Bu kahrolası köyde yaşayan köylülerin çoğunluğu ne okuyabiliyor ne de yazabiliyor.
The peasants were planting rice.
- Köylüler pirinç ekiyorlardı.